Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Memleketi Rize ile İlgili Afet Raporu: Karadeniz Sahil Yolu Sel Sularının Şiddetini Artırıyor ve…
TAMER ARDA ERSİN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi rizeRize Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından hazırlanan afet raporunda, Karadeniz Sahil Yolu Sel sularının ilde sel sularının etkisini artırdığına ve bu yolun sarsıntıya karşı dayanıklılık analizinin yapılmadığına dikkat çekildi. Raporda, deprem anında oturma potansiyeli olan kıyı şeridi boyunca doğal gaz hattının geçtiğine dikkat çekilirken, yolların yağmur suyu drenaj altyapısının yetersiz olduğu, kaçak yapılaşmanın arttığı, eski taş ocaklarına okul yapılması taş düşmesi sonucu yaşanabilecek felaketin boyutunu artırabilir.
Rize Valiliği İl Afet Acil Durum Müdürlüğü, İl Afet Risk Azaltma Planı (IRAP) hazırladı. Plan raporunda, ildeki sellerin nedenlerine ilişkin şu tespitlere yer verildi:
“KARADENİZ SAHİL YOLUNUN ELEMENT OLARAK YÜKSEK TUTULMASI SEL ETKİSİNİ DAHA DA ARTIRIR”
“Akarsuların geçtiği havzaların heyelan duyarlı yapıları nedeniyle şiddetli yağışlarda oluşan yamaç akmaları dere yataklarına inmekte ve moloz ağaç kökleri ve bunların parçaları gibi yüzen maddeler ilerleyerek köprüleri tıkamakta ve mansap kısmındaki menfezler ve baraj etkisi ile büyük tahribatlara neden olmaktadır. Karadeniz Sahil YoluRakımın yüksek tutulması yağış sularına engel oluşturmakta, denize ulaşan taşkın sularının dalgalı olması nedeniyle taşkın etkisini daha da artırmaktadır.
“YETERSİZ ALTYAPI KAPASİTELERİ”
Şehir taşkınlarına neden olan bir diğer konu da il ve ilçe merkezlerinin yağmur suyu ve diğer altyapı tesislerinin kapasitesinin yetersiz olmasıdır. Gerek ilimizin mevcut yağış rejimi gerekse yan derelerden kaynaklanan rusubi malzemeleri altyapıları hızla tıkayarak sellere neden olmaktadır. 2019 yılında Dünya Bankası tarafından sağlanan bir hibe programı çerçevesinde Rize Belediyesi ve İl Bankası, afet risklerinin belirlenmesi ve altyapının güçlendirilmesine yönelik plan çalışmalarına başlamıştır.
“YOLLARIN YAĞMUR SUYU DRENAJ HATLARI YETERLİ DEĞİL”
Bu tespit afet etüt çalışmalarının çoğunda mevcuttur ve dağınık yerleşim yerlerine giden yol ağı çok fazla olduğundan ve bu yollardan en değerlisinin yağmur sularının drenajı ve tahliyesi için altyapısı yetersiz olduğundan, sular uzun aralıklarla birikmektedir. yola ve uygun olmayan noktalardan kontrolsüz bir şekilde yayılır. Sonuç olarak, özellikle yolların alt kısımlarında eğim akışları tetiklenir. İlimizin kırsal kesimlerinde meydana gelen heyelan ve su baskınlarının ana nedenlerinden biri köy ve mahalle yollarının yağmursuyu drenaj limitlerinin yetersiz olmasıdır.
“BİNALARIN ÇOĞU MÜHENDİSLİK HİZMETİ GÖRMEMİŞTİR”
Planda, ildeki yapıların deprem riskine ilişkin durumuna ilişkin olarak şunlar kaydedildi:
“İlimiz kütle hareketleri açısından kritik bir yapıya sahip olduğu için sarsıntıların tetiklemesinden dolayı heyelan, kaya düşmesi ve çığ gibi ikincil afetlerin yaşanması mümkündür. ilimizde özellikle antik çağda inşa edilenlerin yeterli mühendislik hizmeti almamış olmaları riske oldukça açık olmalarıdır.
“MERKEZ İLÇEMİZİN ÜÇTE BİRİNE YAKIN DOLUM ALANI ÜZERİNDE KURULUYOR”
Dolgu alanındaki kötü konum özellikleri, ilçe yerleşimlerinin sıvılaşma riski taşıyan alüvyonlu toprak alanlar üzerine kurulmuş olması, liman ve Karadeniz Sahil Yolu Performans gibi çevresel faktörler açısından konular oldukça değerlidir. Toplumun deprem konusunda bilinçli olmaması ve deprem tehdidine aldırış edilmemesi, ilin sosyal faktörlerinin değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Mali eksiklikler, mevzuat sorunları, yapı stok bilgisi eksikliği, yer seçimi konusunda kurumlar arası bağlantı eksikliği, denetim ve kontrol sistemlerinin işleyişindeki eksiklikler de ekonomik, siyasi/hukuki açıdan değerlendirilmesi gereken değerli bahislerdir.
“İNŞA EDİLEN YOLLAR LÜTFEN AÇILIYOR”
Kaya düşmesi riskine ilişkin tespitlerin de yer aldığı planda, Rize’de yolların “girişe açık” olduğuna dikkat çekilerek, “Potansiyeli olan yerlerden doğrudan etkilenen kalıcı yerleşim sayısının azlığı nedeniyle Rize’de yolların kullanıma açık” olduğu belirtildi. IRAP sürecinde ilimiz için kaya düşmesi riski arka planda kalmaktadır.Yapılan analizler sonucunda kaya düşmesi olaylarının etki ve risklerini azaltmak için gerekli tedbirler alınmadan bahislerin ayarlanması gerektiği belirtildi. etüt ve tasarımların yapılması, ulaşım yollarının açılması, eski taş ocaklarının okul ve diğer kamu hizmetlerinde kullanılması, uzman işçi yetersizliği ve bütçe imkanlarının kısıtlı olması gibi sorunlar yaşanmaktadır.
“YOL STANDARDI DÜŞÜK”
Planda, ilin güney ilçelerindeki yolların standartlarına ilişkin tespit yer alırken, “İlimizin güney ilçelerindeki yerleşim yerlerine giden yolların yetersizliği ve mevcut yolların standartlarının çok düşük olması, çok yüksek tehlike arz ediyor. kaya düşmesi açısından tehlike seviyesi.”
“KAÇAK İNŞAAT ARTIYOR”
“Geçmişteki afetlerden ders almadık” olarak adlandırılan planda, tarım arazilerinin imar için açıldığına dikkat çekilerek şu değerlendirme yapıldı:
“Toplumun iklim değişikliği konusunda bilinçsizliği, kentleşmede iklim değişikliğinin dikkate alınmaması, altyapı ve üstyapıdaki fiziki yetersizlikler, çay ekim alanlarında drenaj sistemlerinin olmaması, yaylalarda kaçak yapılaşmanın artması, kurumlar arası iletişim eksikliği vurgulanmıştır.”
“TURİSTİK YERLER ÇEVRE DÜZENLEME ALANI”
Planda, Rize’nin afetlerle ilgili güçlü ve zayıf yönlerine ilişkin şu ifadelere yer verildi:
“Heyelan : Drenaj eksikliği. Yer seçimi çalışmalarında jeolojik-jeoteknik çalışmaların eksikliği. Dere yataklarına yakın yerlere konut, çay ısmarlama yerleri gibi yapılar yapılması. Dere ıslah çalışmaları sırasında dere daraltma çalışmaları sırasında mülkiyet sorunlarının ortaya çıkması. Davanın yargıya taşınması şeklinde sorunların ortaya çıkması. Ayrıca taşkın alanında kalabilecek alanların imar alanı olarak açılmasının da engellenmesi gerekmektedir. Tarım alanlarında (özellikle çay tarlalarında) genel drenaj sorunu ve suyun tahliye edilememesi nedeniyle heyelanların meydana gelmesi.
Altyapı ve üstyapı işlerinde genel istinat çalışmaları sırasında yaşanan mülkiyet sorunları. Heyelan hassasiyeti yüksek olan alanlarda yerleşim merkezleri, kamu binaları, turistik tesisler gibi yapıların bulunması. Olası bir afet anında inceleme yapabilecek teknik eleman eksikliği. Kütle hareketlerine neden olabilecek izinsiz kazı ve dolgu çalışmaları. Mahalli idarenin izni olmadan yapılan yol ve kaçak inşaat işleri.
“EĞİTİM SEVİYESİ YETERLİ DEĞİL”
ECB sonunda kalan konutlarda oturmaya devam ediyor. Bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi gerekiyor. Eğitim düzeyinin bu farkındalık üzerindeki olumsuz etkisi.
“ÇEVRE BİLİMCİ SADECE AFET ZAMANINDA AKLINIZA GELİR”
Yerel yönetimlere bağlı kurumlarda genel olarak yerbilimci eksikliği bulunmakta ve bu konuda gelişigüzel bir çaba gösterilmemektedir. Yöneticilerin aklına ancak felaket zamanlarında gelir. Kamu kurumlarında gerekli çalışmaların yapılmasını beklemek, vurdumduymazlık yapmak, vatandaşları kuralları hiçe sayarak kendi isteklerine göre hareket etmelerini istemek. Vatandaşlar çalışma alanındaki raporları kabul etmek istemiyor, farklı yolları kullanarak gerekli belge ve sonuçlara ulaşmak istiyor. Günlük sonuçları bekleyen vatandaşlar, zamana yayılabilecek sonuçları kabullenmiyor.
“ÜLKENİN EKONOMİK ŞARTLARININ SÜREKLİ DEĞİŞİMİ”
Rize, ülkenin en yağışlı şehridir. Kısa süreli, yoğun ve yerel yağış yağışları. Ulaşımda sınırlı alternatifler. Topografik özellikler, jeolojik yapı, morfolojik yapı, meteorolojik koşullar. İstinat ve altyapı çalışmaları sırasında müdahale noktasındaki kara üslerinin zorluğu. Yaşam alanı ve tarım arazisi olmaması nedeniyle yöre halkı bu alanlara dokunmamaktadır. Afet olaylarının birçok yerde ve bire bir tarihlerde meydana gelmesi. Küresel iklim değişikliği. Demografik yapıda olumsuz değişiklik. Ülkenin ekonomik kurallarının sürekli değişmesi.
SEL- SEL: Nehir havzalarında akarsu kıyılarına yakın alanlarda konut inşa etmek. Dere kenarlarına yapılacak konutlarda imar planlarına uygun hareket edilmemesi. Çay tarımı yapılan alanlarda yeterli drenaj önlemlerinin alınmaması. Nehir geçişlerinde yetersiz menfez ve menfez kesitleri. Menfez ve köprü girişlerinde tıkanıklıkları önlemek için nöbet önleyici taşkın yapılarının olmaması. Deniz taşkınları sırasında bazı ilçelerde kıyı bölgelerinde kıyı savunması için yapılan T mahmuzlarının bulunmaması. Akarsuların denizle buluştuğu noktalarda, köprülerde, menfez girişlerinde ve dere yataklarında biriken tortular düzenli olarak temizlenmemektedir.
“KAZILAR NEHİR YATAKLARINA DÖKÜLÜYOR”
Habersiz yollardan ve kontrolsüz tarım alanlarından ağaç köklerinin ve hafriyatların dere yataklarına dökülmesi. Akarsu güzergahlarının değiştirilmesi ve dere yataklarının daraltılması. Bazı ilçelerde anlık müdahale için araç makine parkı yetersiz. Vakumlu kanal açma takımlarının tedarik edilememesi. İl bazında taşkın erken uyarı sisteminin olmaması. Yetersiz hidrolik köprü ölçüsü. Sık deniz dolgusu ile arazi edinimi. Son zamanlarda yapılan köy ve mahalle yollarının betonlanmasında yağmur suyunu kontrolsüz olarak en yakın dere yatağına verecek şekilde başlık hendekleri planlanmaması.
“KARADENİZ SAHİL YOLU HASAR GÖREBİLİR”
DEPREM: Yapı stok bilgisi ilçe belediyeleri sınırları içinde şu anda bulunmamaktadır. Sıvılaşma veya zemin genişlemesi sonucu Karadeniz Sahil Yolu zarar verme potansiyeline sahiptir. Karadeniz Sahil Yolu depremde zarar görürse alternatif iletişim araçları yetersiz kalıyor. İlçe bazında yerleşim haritalarının olmaması, mikrobölgeleme çalışmalarının olmaması ve sıvılaşma riski taşıyan alanların net olarak belirlenememesi. Hava ulaşımının sağlanacağı durumlarda ilimizde helikopter pistleri yetersiz kalmaktadır. Düşük DASK oranı. Kentsel dönüşüm uygulamalarının yavaş ilerlemesi.
“DEPREM RİSK ANALİZİ YOK”
İnşaat kültürümüzün plansızlığı, binaların ortasındaki yolların dar olması ve acil yardım durumunda hizmet verememesi nedeniyle. İlimiz genelindeki binaların deprem risk analizlerinin yapılmamış olması. Depremde yerleşme potansiyeli olan kıyı şeridi boyunca doğal gaz hattının geçirilmesi.”
GÖRSEL: ARŞİV